Kilis, son zamanlarda yaşadığı depremler ile vatandaşlarını derinden etkilemektedir. Deprem korkusu, halk arasında büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Yerel halk, sarsıntıların getirdiği belirsizlik ve tedirginlik duygusu ile yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Hızla geçen her gün, bina güvenliği, dayanıklılığı ve çevre koşulları konusunda kaygıları artırmaktadır. İnsanlar, olası bir depremin yaratacağı yıkım korkusu ve belirsizlik içerisinde hayatta kalabilmek için hazırlık yapma isteği taşımaktadır. Kilis'te meydana gelen son depremler sınırlı zararlar yaratmış olsa da, artan sarsıntılar, güvenlik tedbirlerinin önemini daha da ön plana çıkarmaktadır. Öyle ki, bu durum, herkesin hayatında bir değişim yaratarak, gündelik alışkanlıkları da etkilemektedir.
Son zamanlarda Kilis'te yaşanan depremler, hem şehrin altyapısını hem de halkın psikolojik durumunu etkilemektedir. Depremler, özellikle Şubat 2023'te yaşanan iki büyük sarsıntı ile ağırlaşmıştır. Bu sarsıntılar, can kaybı yaşanmadan atlatılmış olsa da, binalarda bazı hasarlar meydana gelmiştir. Güçlü sarsıntılar, beraberinde korku ve belirsizlik getirmektedir. Sayılarla ifade etmek gerekirse, bu sarsıntılardan sonra, anketlerde vatandaşların %85'inin deprem korkusu yaşadığı gözlemlenmiştir. Her geçen gün, artan sarsıntılar ile birlikte, günlük yaşamda birçok değişiklik meydana gelmektedir.
Depremin ekonomik etkileri de göz ardı edilmemelidir. İş yerleri, dükkânlar ve ticaret, sarsıntı sonrası bir duraksama dönemi geçirir. Sarsıntılar nedeniyle birçok işletme, kısa sürede kapanmak zorunda kalabilir. Bu durum, işsizlik oranlarını artırarak, yerel ekonomiyi olumsuz etkiler. Deprem sonrası yaşanan bu belirsizlik, ticaretin durmasına neden olurken, halk arasında kaygı ve güvensizlik ortamını pekiştirmektedir. Depremler sonucunda Kilis'te, birçok aile acil durum fonları oluşturma çabasına girmektedir. Böylelikle, olası bir felaket durumunda başa çıkabilme yeteneklerini artırmaya çalışmaktadırlar.
Kilis'te yaşayanların günlük hayatları, deprem korkusu ile önemli ölçüde değişiklik göstermektedir. İnsanlar, sabah işe gitmeden evvel, evlerini kontrol etmeye başlamıştır. Kapıların, pencerelerin ve duvarların her detayına dikkat ederler. İnsanı kaygılandıran bu durum, insanların ruh hali üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Her an bir sarsıntı olma ihtimali, bireyleri psikolojik olarak yormakta ve gündelik hayattaki rutinleri olumsuz yönde etkilemektedir. Güvenli bölgelere yönelme eğilimi meydana gelmektedir. Bu değişim, özellikle çocuk aileleri için çok daha zordur.
Sarsıntılar nedeniyle, Kilis'te sosyal yaşam da dönüşüm geçirmektedir. İnsanlar, dışarıda daha fazla vakit geçirmekten kaçınmakta ve kalabalık yerlerden uzak durmaktadır. Akşam saatlerinde sokaklarda yalnız dolaşan insan sayısı azalmaktadır. Olanaklar dahilinde, toplu etkinlikler iptal edilmektedir. Bu tedirginlik ortamı, insanların ilişkilerini de etkilemektedir. Yakın akrabalar bir araya gelerek deprem hakkında konuşur. Tehlike anında yapılacakları planlamak üzere gruplar oluşturmaktadırlar. Böylelikle, yaşanan korku algısını azaltmaya çalışmaktadırlar.
Kilis'teki vatandaşlar, depremler sonrası güvenlik önlemlerini artırmaya başlamıştır. Bireyler, evlerinin dayanıklılığını artırmak amacıyla güçlendirme çalışmaları yapmaktadır. Bu süreçte, uzmanlardan destek alma arayışınaiktidardır. Yerel yönetimler de, bina güçlendirme projeleri üzerinde çalışmaktadır. Böylelikle, olası bir depremin zararı en aza indirilmek istenilmektedir. Vatandaşlar sürekli olarak bilgilendirme toplantılarına katılarak, bu süreçte nelere dikkat etmeleri gerektiğini öğrenmektedir.
İnşaat sektöründe yapılan denetimler artmaktadır. Yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olmasına yönelik yürütülen çalışmalar, can güvenliğini artırmaktadır. Bununla birlikte, bireyler, depreme hazırlık çantaları oluşturmaktadır. Bu çantalar, hayati malzemelerle donatılmakta ve acil bir durumda hemen ulaşılabilecek yerlerde saklanmaktadır. Hazırlık çantalarına konulacak eşyalar arasında şunlar yer alabilir:
Bölge uzmanları, Kilis'teki vatandaşlara önemli tavsiyeler sunmaktadır. İlk olarak, depreme dayanıklı binalar oluşturulması gerektiğini belirtmektedirler. Bunun yanı sıra, insanların evlerinde güvenli noktalar tespit etmeleri önerilmektedir. Güvenli nokta, yaşayanların sarsıntı sırasında korunabileceği bir alan olarak tanımlanır. Uzmanlar, bu güvenli noktaların belirli ölçütlere göre seçilmesi gerektiğini belirtmektedir. Bu nedenle, eşyaları hafif yükseklikte yerleştirmek önerilir. Böylece, düşme riski azaltılmaktadır.
Diğer bir tavsiye ise, bireylerin acil durum planları oluşturmalarıdır. Aile bireyleri, deprem anında yapacakları ile ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Hangi kapıdan çıkacakları, nasıl toplanacakları ve nerede buluşacakları önceden belirlenmelidir. Bu sayede, yaşanan korkunun yenilmesi ve panik durumunun engellenmesi sağlanabilir. Uzmanlar, özellikle çocukların eğitimine de dikkat çekmektedir. Çocukların, aileyle birlikte tatbikat yapmaları gerekir. Bu tür tatbikatlar, deprem anında doğru davranış modellerinin kazandırılmasına yardımcı olabilir.